Reflü hastalığı mide içeriklerinin ve salgılarının yemek borusuna veya ağza kadar geri gelmesi ile meydana gelen bir rahatsızlıktır.
Mide içeriklerinin yemek borusuna kaçması normal bir olaydır. Yemek sonrası olur. Kısa sürelidir, semptom vermez ve gece oluşmaz. Ancak bu sınır aşıldığında bazı sıkıntılar hissedilir.
Reflü hastalığı risk faktörleri
Aile öyküsü, ileri yaş, şişmanlık, ilaç kullanımı, sigara, alkol, psikolojik stres bazı yiyecek ve içecekler reflü hastalığını tetikleyebilir. Hamilelik astım, ve obezite gibi durumlarda da reflü şikayetlerinde artışlar olabilmektedir.
Reflü Belirtileri Nelerdir?
Göğüs arkasında yanma (kalp kaynaklı olmayan göğüs ağrısı)
Mide içeriğinin ağza gelmesi
Ağrılı yutma
Geğirti
Kronik öksürük
Sabahları ses kalınlaşması
Nefes almada zorluk gibi semptomlar görülebilir.
Bir hastalık olarak kabul edilmesi için haftada bir veya daha sıklıkla bu rahatsızlıkların olması beklenir.
Reflü Hastalığının Ağız ve Diş Sağlığına Etkileri
Diş Minesinin Önemi
Diş minesi gerek ağız içinde, gerekse vücudumuzun en güçlü ve en dirençli dokusudur. Bir zırh gibi dişlerimizi korur. Yani dişlerimizde koruma kalkanı görevini üstlenir.
Dişlerde aşınmalar, ağız kokusu ve tükürük akışında azalma ağız ve diş sağlığına verdiği zararlardır.
Mideden ağız içine gelen içerikler öncelikle dişler ve diş etleriyle temasa geçerler. Bu asidik içerik diş minesinde çözünmeye yol açar. Bu çözünme zaman içinde dişlerde aşınmaya neden olacaktır. Bu aşınmanın gerçekleşmesi için en azından 1-2 yıllık bir süre ve haftada birkaç kez bu akışın sürmesi gerekmektedir. (1) Bu aşınmaya en çok maruz kalan bölge üst dişlerin arka yüzeylerinde görülmektedir.
Gene tükürük miktarındaki azalma ve tükürük kalitesindeki olumsuz değişim sonucu ağız içindeki bu asidik oluşum yeterli miktarda temizlenememektedir. Bu durumda ağız kuruluğu, dişlerdeki aşınma miktarının artması ve çürük oluşumunda hızlanma sıklıkla izlenebilir.
Dişlerdeki aşınmanın pek çok sebebi olabilir. Eğer bu aşınmanın nedeni olarak reflü hastalığından şüpheleniliyorsa gerekli önlemler alınmalıdır.
Burada öncelikli olan hastaya reflü oluşumunu tetikleyen yiyeceklerin kontrol altına alınması ve aktif reflü atakları boyunca diş fırçalama işleminden kaçınması öğütlenmelidir. Bu asit ataklarında dişin mine dokusu yumuşak bölgeler oluşmakta ve diş fırçası ile fırçalama sırasında aşınma miktarı hızlanabilmektedir.
Florlu ürünler kullanılarak yumuşamış minenin kuvvetlendirilmesi amaçlanır(2). Flor aynı zamanda dişlerdeki hassasiyetin azalmasına yardımcı olur. Bu amaçla, flor içerikli ağız gargaraları, flor vernikleri, yüksek flor içerikli ve aşındırma özelliği az olan diş macunları önerilir. Yumuşak ve orta sertlikteki diş fırçaları tavsiye edilir.
Reflü hastalarında azalan tükürük miktarını artırmak için şekersiz sakız çiğnemesi tavsiye edilebilir. Ancak, sakız mide salgılarında da artışa neden olacağı için 7 yaşın altındaki reflü hastalığı olan çocuklarda önerilmez.
Dişlerdeki aşınmalar erken tanı konularak koruyucu restoratif dolgular ile tamamlanır. Aşınma seviyesi diş yapısında estetik ve fonksiyon kaybına neden olmuşsa protetik tedavi yapılır.
Sonuç olarak, dişlerdeki aşınmalar ilk reflü belirtisi olabilir. Böyle bir durumda hastanın gastroenteroloji uzmanına yönlendirilerek konsültasyon alınması ve sonucuna göre diş tedavi planlanmasının yapılması reflü tedavisi açısından da uygun olacaktır.
Reflüye Ne İyi Gelir?
Sağlıklı günler dilerim.
Diş Hekimi H. Tuncay Akdoğanlı
Kaynaklar
1-Scheutzel P. Etiology of dental erosion-intrinsic factors. Eur J Oral Sci, 104: 178-190, 1996.
2-Saunders JGC, McIntyre JM. The ability of 1.23% acidulated phosphate fluoride gel to inhibit simulated endogenous erosion in tooth roots. Aust Dent J, 50: 263-266, 2005.3
3-Zero DT. Etiology of dental erosion-extrinsic factors. Eur J Oral Sci, 104: 162-177, 1996
